Doç. Dr. Tekin: Bölgede uzun süre büyük bir deprem olmayacağını düşünüyoruz.
Adıyaman Üniversitesi Coğrafi Bilgi Sistemleri Uzaktan Algılama Merkezi Müdürü Doç.
Adıyaman Meslek Yüksekokulu öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Kemal Zorlu ve Proje Koordinatörü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Ulaş İnan Şirin ve Yönetmen Doç. Dr. Senem Tekin’in de yer aldığı çalışmada, 6 yılda 5’ten büyük deprem olma ihtimalinin yüzde 90’ın üzerinde olduğu belirtildi. Kahramanmaraş’ta meydana gelen iki büyük depremle büyük kayıplar yaşanırken, bölgede yeni bir deprem olma riski tartışılmaya başlandı.
Türkiye’de 534 fay sınırı olduğunu belirten Doç. Bir tanesi 6’dan fazla deprem üretme potansiyeline sahiptir.Bu bölgenin depremselliğine baktığımızda Adıyaman ve çevresinde aktif faylarda meydana gelebilecek olası sarsıntıların tekrarlama periyotlarını doldurduğu bilinmektedir. paleosismoloji çalışmaları ile fay hatları üzerinde gerçekleştirilen ve her bir fay sınırı ile ilgili detaylı çalışmalar yapılmakta ve yapılmaya devam etmektedir. .Enerji sıkışmalarına baktığımızda aslında bu bölgede uzun zamandır beklenen bir sarsıntı oldu.Aslında beklenen bir olay gerçekleşti.Tabii ki 2 o depremler meydana geldi. Dünyada bulunabilecek bir olay değil. Ancak 7.7 büyüklüğündeki ilk deprem, özellikle gecikmesi çok uzun olan deprem, arka arkaya 3 deprem olması ve hem büyüklüğünde hem de şiddetinde tesadüfi bir azalma olmaması nedeniyle çok fazla hasara, yıkıma ve can kaybına neden oldu. başından sonuna kadar. Bölgede dediğim gibi Adıyaman tekeline baktığınız zaman 100 kilometrelik tampon bölgede birçok büyük deprem üretme potansiyeli olan aktif fay hatları var ama yaşanan depremlerle büyük bir güç kaybı yaşandı. Doğu Anadolu fay zonu, Erkenek, Pazarcık segmenti, Sürgü fayı, Amanos Meyyit Deniz fay zonu ve buradaki Bozova fay hattı gibi aktif fayların Besni fayının 6’sında deprem üretmesi fiilen mümkündü. Çatlağın meydana geldiğini söyleyen Tekin, “Bu deprem aslında jeoloji mühendisleri olarak bizi şaşırtan bir şok değil. Dediğim gibi dönemini doldurmuş, çok uzun süredir tekrar eden faylardı. bu fayların tek bir kesitte olması,depremlerin üretilmesi ve dediğim gibi arka arkaya 2 sarsıntının oluşması maalesef büyük ölçüde ölümcül sonuçlara neden olmuştur.Büyük ölçüde yüzey kırılmasına baktığımızda yüzey kırılması yaklaşık 70 noktada meydana geldi ve bu sarsıntılardan sonra tekrar 300 kilometrelik bölgeye baktığımızda yüzey kırılması çok net bir şekilde karşımıza çıkıyor.” “Büyük bir güç boşalmasının olduğu noktaya baktığımızda bu boşalma bu bölgelerde tekrar deprem olur mu olmaz mı tartışmaları yaratır. Jeoloji mühendisleri olarak bu bölgelerde 6, 6,5 ve üzeri bir depreme kadar bu kadar büyük bir güç boşalmasının uzun süre yaşanmayacağını düşünüyoruz. Bu şekildeki son deprem 580 yıl önce meydana geldi ve tüm aletli ve tarihi deprem kayıtlarımıza baktığımızda bu bölgede bu tür yıkımlara neden olan depremler yaklaşık 600 yılda yeniden kendini kuruyor. Çok sık karşılaştığımız bu faylar şimdi bu bölgede aktivitelerini doldurdular mı? Her arıza kendi mekanizmasına göre çalışır. Çalışmayan arızalar var ve etkinliğini tamamlamamış arızalar var. Elektrik boşalması nedeniyle bölge en azından uzun yıllar nefes alır diye düşünüyorum ama ister Sürgü fayı olsun, ister Malatya fayı, Bozova fayı olsun, ister Güneydoğu Anadolu bindirmesi Narince segmenti olsun segmentlerimiz 6 ve üzeri üretme potansiyeline sahip. depremler kendi başlarına, ancak bugünlerde birkaç yıl içinde beklemiyoruz. Kahramanmaraş’ta meydana gelen 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerin ardından yapılan analiz sonuçlarını anlatan Tekin, konuşmasını şöyle sürdürdü: “8’in üzerindeki vakalarda şiddet değerlendirmesine baktığımızda doğal olarak yıkım bekliyoruz. doğru yerleri doğru biçimde, bina kat numaralarımızı doğru tespit etmiş olsaydık, binaların altındaki çarşılarda kolonlar kesilmeseydi sonuçlar daha farklı olabilirdi. Bunları yaşadıysanız “Başımıza gelse başımıza gelmesin değil de biz ne yapalım” dedik.3 ay önce Adıyaman Üniversitesi’nde düzenlediğimiz konferansta 33 bin envanterin risk analizlerini gerçekleştirdik. Merkez ilçedeki binalar Yaptığımız risk analizlerinde 6,5’in üzerinde gerçekleşecek bir depremde binaların yaklaşık yüzde 70’inin yıkılacağını veya ağır hasar göreceği tespitini yaptık. Aslında bugünkü sonuçlarımız bizi hiç şaşırtmadı. “